EYT çalışanlarının kıdem tazminatı için işverene ucuz kredi
EYT’den emekli olacak işçilerin kıdem tazminatı işverenlerin gündeminde. Kıdem tazminatı işverenin yükümlülüğü, işçinin yasal hakkıdır. İşyeri için bir kıdem tazminatı sandığı kurulması ve bu sandıkta çalışanların her yılı için bir maaş tutulması yasal zorunluluktur. Bu yükümlülüğe uymayan işverenlere devletten destek geldi.
T24 yazarı Mustafa Durmuş, hükümetin EYT tazminatı için Hazine ve Kredi Garanti Fonu’nu kullanma planı hakkında şunları yazdı:
“Hükümet, her zaman olduğu gibi bu sorunu mali olarak halkın sırtına yükleyecek bir analizle karşımıza çıkacak gibi görünüyor. Basında yer alan haberlere göre iktidar bloğu, Hazine ve Kredi Garanti Fonu aracılığıyla bu sorunu çözmeyi planlıyor. (3).
Yani başlangıçta 150 milyar TL’yi bulabilecek KGF kefaletiyle kıdem tazminatı ödeyecek şirketlere kamu bankalarından uygun (ucuz, reel olarak negatif) faiz oranlarıyla kredi verilecek. Bu işletmeler alacakları bu krediler ile kıdem tazminatlarını da ödeyebilecekler.
‘Bunda eleştirilecek ne var?’ diyebilirsiniz. ama aşağıda görülebileceği gibi, çok şey var.
Öncelikle daha önce de vurgulandığı gibi işverenlerin kendi işletmeleri bünyesinde oluşturacakları kıdem tazminatı fonunda para bulundurmaları yasal bir zorunluluktur. Dolayısıyla misyonları bu iken, bunu Hazine ve KGF aracılığıyla kamu bankalarından teşvik kredileriyle yapmaları adil değil.
NEDEN KENDİ SERMAYESİNDEN DEĞİL?
İkincisi, KGF’nin sahibi başta TOBB, TESK, KOSGEB, sermaye kuruluşları ve kamu bankalarıdır. Bu fonun önemli bir öz sermayesi ve bankalar nezdinde kredibilitesi vardır. Neden kendi kaynağını kullanmıyor da Hazine’ye yükleniyor. Elbette Hazine bu amaçla KGF’ye önemli miktarda kaynak aktaracaktır.
Üçüncüsü, alınacak kredinin en az yüzde 75’i olduğu iddia edilen KGF kefaleti karşılığında bankalar bu işletmelere ucuz kredi sağlayacak. Yani işletmeler piyasa fiyatının altında ve enflasyonun çok altında faiz oranlarıyla kredi kullanabilecek.
KAMU BANKASI ZARAR MI?
Bu krediyi verecek bankalar ağırlıklı olarak kamu bankaları olacak gibi görünüyor. Bu operasyon nedeniyle ister istemez çöpe gidecekler. Kayıpları her zamanki gibi Hazine tarafından karşılanacak.
Öte yandan Hazine’nin mali kaynağı ağırlıklı olarak mevcut EYT’liler de dahil olmak üzere işçilerin ödediği vergilerden oluştuğu için yine işçinin kafasında balkabağı patlayacak.
Bu kredilerin geri ödemesi yıllar alacağı için işverenler bu geri ödemeleri yüksek enflasyona yedirecekler. Yani krediyi gerçek kredinin çok altında bir bedelle geri ödeyecekler, dolayısıyla bu işten çifte kar elde edecekler.
Sonuç: Kârlar özel kalırken atıklar toplumsallaştırılır!
Siyasal iktidar ‘elin taşıyla elin kuşunu öldürmeye’ çalışıyor: Hem EYT’lilerin derdini çözecek hem de patronlara zarar vermeyecek. Vergi mükellefleri olarak bu operasyonun zararını başta işçiler olmak üzere tüm toplum çekecektir.
Yani ‘kazanç özelde kalacak, zarar topluma harcanacak’: Bu şekilde sorun çözülürse EYT’nin de içinde olduğu personel sınıfının cebinden yapılacak ödemelerle bu sorun çözülecek. üyeler birer parçadır.
Bu hiç adil değil mi? Yapılması gereken ortada: EYT’lilere yaş sınırı getirilmeden emekli olma hakkı verilmeli, patronlar yasal olarak ödemekle yükümlü oldukları kıdem tazminatını ödemeli.” (HABER MERKEZİ)